IMO, bugüne kadar dünya çapında yasal olarak bağlayıcı olan enerji verimliliği tedbirlerini benimseyen tek kuruluştur. IMO ayrıca gemiler için Emisyon Kontrol Alanları (ECAS) olarak belirlenen bölgelerde daha sıkı olan emisyon standartlarını da düzenlemektedir. IMO'nun önlemlerinden bir diğeri olan hava kirliliğini kısıtlayan MARPOL Ek 6 düzenlemeleri giderek daha katı standartlar belirlediğinden, denizcilik endüstrisi alternatifler aramaktadır; örneğin damıtılmış yakıtlarla çalışan, yıkayıcı kullanan gemiler, LNG, Hidrojen veya amonyak gibi alternatif yakıtlar, hatta nükleer enerjiyle çalışan veya tamamen bataryayla çalışan gemiler bir olasılıktır. Ancak kısa ve orta gelecekte en uygulanabilir olasılıklardan biri LNG'dir.
İklim değişikliği 21. yüzyılın en önemli tehditlerinden biri olarak şekilleniyor. Küresel lojistiğin ayrılmaz bir parçası olan denizcilik sektörü, bazı hava kirleticilerinin yaklaşık yüzde 18'ine katkıda bulunmaktadır. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), bu durumu göz önünde bulundurarak Sera Gazı (GHG) emisyonlarını azaltmaya yönelik düzenlemeleri kabul etmiştir. MARPOL ek 6 'da yer alan sülfür emisyonlarının %0,5'e düşürülmesine yönelik direktif 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.
Arktik nakliye rotaları, Arktik okyanusunu geçmek için kullanılan deniz yollarıdır. Bu rotalar, limanlar arasındaki seyahat mesafesini önemli ölçüde azaltmanın bir yolu olarak tarihsel dönemlerden beri aranmaktadır. Ancak bu rotalar Kuzey Kutbu'ndaki buz varlığı nedeniyle kolaylıkla geçilememektedir. Küresel ısınma ve buna bağlı iklim değişikliği olgularının ortaya çıkmasıyla birlikte Kuzey Kutbu'ndaki buzlar rekor bir hızla eriyor. Bu durum gelecekteki olayların korkunç bir habercisi olsa da, birkaç ülke bu durumdan, yani buzun yerini seyrüsefere elverişli suyun almasından büyük bir kazanç elde etmeyi bekliyor. Ancak bu ülkeler için bile, faydalar gerçekten maliyetlerden ağır basıyor mu?