Denizcilik Sektöründeyseniz AIS Hakkında Bilmeniz Gereken 10 Şey
in Denizcilik Bilgisi tarafından Ankur Kundu
Ultra hızlı iletişim ve GPS çağında, denizcilerin bir zamanlar açık denizlerde gemilerini yönlendirmek için gökyüzüne (yani takımyıldızlara) güvendiklerini hayal etmek zor. Ancak her denizci bir Viking değildi ve bu da geminin olmaması gereken bir yere inme ihtimalinin yüksek olmasına yol açıyordu (bkz. Kristof Kolomb).
21. yüzyıla geldiğimizde, denizcilerin eskiden karşılaştıkları tüm zorluklara hayranlıkla bakmaktan başka bir şey yapamıyoruz. 1990'lardan bu yana, AIS teknolojisindeki yaygın evrim sayesinde navigasyonun kendisi ve genel olarak denizcilik deniz değişimlerinden geçti.
Artık insanlar yedi denizdeki filolarını tek bir tıklamayla gerçek zamanlı olarak takip etme lüksüne sahip.
Başlangıçta basit bir çarpışmadan kaçınma aracı olarak işlev görmek üzere geliştirilen şey, şimdi küresel gemi navigasyonunun kalp atışını oluşturacak şekilde sarmal hale geldi mi? Evet, bahsettiğimiz şey Otomatik Tanımlama Sistemi (AIS).
Şu anda yarım milyondan fazla gemi, gemi verilerini (esas olarak konumlarını) iletmek için AIS'yi aktif olarak kullanmakta ve bu veriler daha sonra dünya çapında konuşlandırılmış bir alıcı ağı tarafından toplanmaktadır. FleetMon tek başına, gemi hareketlerini izlemek için FleetMon.com adresini kullanan 164 ülkedeki kullanıcılarla birlikte yarım milyondan fazla gemiden oluşan devasa bir veritabanına sahiptir.
AIS'in kazaları önlemeye yönelik bir araç olduğu günler geride kaldı. Artık, büyümelerini tahmin etmek için verilerinden yararlanan denizcilik işletmelerinden tedarik zincirini izleyen araştırmacı ve analistlere kadar çok çeşitli bireyler için kanıtlanmış bir bilgi kaynağıdır.
Bu nedenle, AIS hakkında bilgi sahibi olmak, en azından temellerini bilmek her zamankinden daha önemli. Bu blog da aynı amaçla tasarlanmış olup, AIS hakkındaki en önemli 10 noktayı ve bundan nasıl faydalanabileceğinizi ele almaktadır.
Daha fazlasını okuyun...